Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Challenging ne demek?

Challenging ne demek? Challenging ne anlama gelir? Challenging İngilizce örnek cümle. Challenging eş anlamlıları.

    challenge (v)

    meydan okumak

    kafa tutmak, düelloya davet etmek, boy ölçüşmek

    Challenging (v) ingilizce örnek cümle

    We invited our sister school to challenge us in the swimming championships.

    Kardeş okulumuzu yüzme şampiyonasında bize meydan okumaya davet ettik.

    He challenged me to play another table tennis game.

    İkinci bir masa tenisi oyunu oynamada bana meydan okudu.

    karşı çıkmak

    sorgulamak, zora sokmak, doğruluğunu tartışmak

    Challenging (adj) Collocations

    case may challenge : dava itiraz edebilir
    movement may challenge : hareket zor gelebilir
    challenge assertion : iddiayı sorgulamak
    challenge assumption : varsayımı sorgulamak
    challenge authority : yetkiyi sorgulamak/karşı koymak
    44 Örnek daha
    challenge belief : inancı zayıflatmak/sorgulamak
    challenge claim : iddiayı sorgulamak
    challenge competence : yetkinliği sorgulamak
    challenge conception : anlayışı değiştirmek
    challenge convention : sözleşmeyi( e) reddetmek/karşı çıkmak
    challenge credibility : güvenilirliği yıkmak/azaltmak
    challenge decision : karara karşı çıkmak
    challenge detention : gözaltına itiraz etmek
    challenge dogma : doktrini/fikri sorgulamak
    challenge dominance : hakimiyete karşı çıkmak
    challenge establishment : ileri gelenlere karşı çıkmak
    challenge finding : bulguları sorgulamak
    challenge hierarchy : hiyerarşiye/aşamaya itiraz etmek
    challenge idea : fikre/düşünceye meydan okumak
    challenge ideology : ideolojiyi sorgulamak
    challenge interpretation : yoruma itiraz etmek
    challenge legality : yasaya uygunluğu sorgulamak
    challenge limit : sınırı değerlendirmek
    challenge logic : mantığı sorgulamak
    challenge monopoly : tekele kafa tutmak
    challenge myth : söylentiyi/efsaneyi sorgulamak
    challenge norm : kuralı hiçe saymak
    challenge notion : düşünceye karşı çıkmak
    challenge orthodoxy : tutuculuğa/inanca karşı çıkmak
    challenge perception : algıyı sorgulamak
    challenge practice : uygulamayı sorgulamak
    challenge preconception : ön yargıyı(a) kırmak/karşı çıkmak
    challenge prejudice : ön yargıyla mücadele etmek
    challenge prerogative : ayrıcalığa karşı çıkmak
    challenge racism : ırkçılığa karşı çıkmak
    challenge regime : rejimi eleştirmek
    challenge stereotype : basmakalıp görüşü reddetmek
    challenge supremacy : üstünlüğü reddetmek
    challenge theory : teoriyi test etmek/sorgulamak
    challenge thesis : iddiayı reddetmek
    challenge tradition : geleneğe karşı çıkmak
    challenge validity : geçerliliği sorgulamak
    challenge view : fikre/görüşe meydan okumak
    challenge will : vasiyetnameye itiraz etmek
    challenge wisdom : hikmetini/aklını sorgulamak
    challenge continually : sürekli meydan okumak
    challenge effectively : etkili bir şekilde meydan oku
    challenge repeatedly : art arda meydan okumak
    challenge vigorously : şiddetle bir şeyin doğruluğunu sormak
    Daha az gör

    Challenging (adj) Preposition Kullanımları

    challenge on : ...konusunda meydan okumak
    challenge for : ...ya meydan okumak
    challenging (adj)

    zorlayıcı

    meydan okuyan, gayrete getiren, zorlayan

    Challenging (adj) ingilizce örnek cümle

    He's not afraid to take on challenging work.

    Zorlu işleri üstlenmekten korkmuyor.

    Challenging (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, zor olan şeyleri anlatmak için kullanılabilir.
    difficult (adj) : zor
    hard (adj) : zor, katı, sıkı (çalışmak vs)
    challenging (adj) : zorlayıcı
    demanding (adj) : çaba gerektiren
    taxing (adj) : zorlayıcı
    testing (adj) : zorlayıcı


    Challenging (adj) Collocations

    academically challenging : akademik olarak zorlu
    intellectually challenging : entelektüel olarak zorlu
    physically challenging : fiziksel olarak zorlu
    politically challenging : politik olarak zorlu
    sufficiently challenging : yeterince zorlu
    13 Örnek daha
    technically challenging : teknik olarak zorlu
    extremely challenging : son derece zorlayan
    fairly challenging : oldukça zorlu
    challenging enough : yeterince zorlu
    challenging job : zorlayıcı iş
    challenging look : zorlu bakış
    challenging question : zorlu soru
    challenging target : zorlu hedef
    challenging task : zorlu görev
    challenging work : zorlu iş
    find sth challenging : bir şeyi zorlu bulmak
    make sth challenging : sth zorlaştırmak
    challenging balance : zorlayıcı denge
    Daha az gör

    Challenging (adj) Preposition Kullanımları

    challenging for : ...için zorlu