Get in [Phrasal verb] İngilizce örnek cümle

Get In sesli dinle

get in (pv)

binmek (taşıta)

Everyone needs to show ID to get in this building.

Bu binaya girebilmek için herkesin kimlik kartı göstermesi gerekiyor.

Jack quickly closed the window before any mosquitoes could get in.

Sivrisinekler içeri girmeden Jack camı hızlı bir şekilde kapattı.

The door was locked, so I couldn't get in.

Kapı kilitliydi, bu yüzden giremedim.

Bu kelimeler, bir yere varmak, ulaşmak anlamında kullanılabilir.

come (v) : gelmek
arrive (v) : varmak
get in (pv) : girmek
come in (pv) : içeri girmek, gelmek (bilgi, haber), moda olmak, yükselmek (gelgit)
show up (pv) : gelmek
turn up (pv) : artırmak (ses, ısı), çıkagelmek, ortaya çıkmak
appear (v) : ortaya çıkmak, ... gibi görünmek
land (v) : iniş yapmak
get there (v) : varmak, başarmak

get in way : yolu kapatmak / tıkamak

get in a car : arabaya binmek

get in contact : temasa geçmek

get in touch : ...ile temasa geçmek