Turn up [Phrasal verb] İngilizce örnek cümle

Turn Up sesli dinle

turn up (pv)

açmak, çoğaltmak, derecesini artırmak

Don't turn up the volume on the television, I'm trying to work here.

Televizyonun sesini açma, burada çalışmaya çalışıyorum.

They turned up the heat so high that I literally sweated in December.

Isıyı o kadar arttırdılar ki aralık ayında tam anlamıyla terledim.

varmak, görünmek, gelivermek, damlamak

Only one third of the members turned up at the meeting.

Toplantıya üyelerin sadece üçte biri geldi.

çıkagelmek, meydana çıkmak, damlamak

Police have failed to turn up any new evidence about the murder.

Polis cinayet hakkında yeni bir kanıt bulamadı.

Bu kelimeler, bir yere varmak, ulaşmak anlamında kullanılabilir.

come (v) : gelmek
arrive (v) : varmak
get in (pv) : girmek
come in (pv) : içeri girmek, gelmek (bilgi, haber), moda olmak, yükselmek (gelgit)
show up (pv) : gelmek
turn up (pv) : artırmak (ses, ısı), çıkagelmek, ortaya çıkmak
appear (v) : ortaya çıkmak, ... gibi görünmek
land (v) : iniş yapmak
get there (v) : varmak, başarmak

visitor may turn up : ziyaretçi gelebilir

turn up bass : bası arttırmak

turn up sound : sesi açmak