Tired [Adjective] İngilizce örnek cümle

Tired sesli dinle

tire (v)

yorulmak

Bu kelimeler, yormak anlamında kullanılabilir.

tire (v) : yormak
exhaust (v) : tüketmek, yormak
wear out (pv) : yormak, aşındırmak
tire out (pv) : yormak

tire easily : kolayca yormak

tired (adj)

bitkin, tükenmiş, hali kalmamış

I'm tired of doing lots of work, so I’m off to Las Vegas for a few days.

Bir sürü iş yapmaktan yoruldum, bu yüzden birkaç günlüğüne Las Vegas'a gidiyorum.

Young children get tired quickly.

Küçük çocuklar çabuk yorulurlar.

I am tired because I had to study for this exam last night.

Yorgunum çünkü dün gece bu sınava çalışmam gerekiyordu.

usanmış, gına gelmiş, yorulmuş

I'm so tired of doing the same job, day after day.

Her gün aynı işi yapmaktan çok bıktım.

I'm tired of your constant complaints; go away and leave me in peace!

Aralıksız şikayetlerinden bıktım; git ve beni rahat bırak!

Bu kelimeler, yorgun anlamında kullanılabilir.

tired (adj) : yorgun, bıkmış
exhausted (adj) : çok yorgun
weary (adj) : yorgun
fatigued (adj) : bitkin
worn (adj) : yıpranmış, yorulmuş
worn out (adj) : yıpranmış, yorgun
pooped (adj) : takati kalmamış
drained (adj) : bitkin
shattered (adj) : perişan olmuş, çok yorgun

awfully tired : son derece yorgun

desperately tired : son derece yorgun

slightly tired : biraz yorgun

terribly tired : çok yorgun

extremely tired : oldukça yorgun

bone tired : iflahı kesilmiş, çok yorgun

become tired : yorulmak

feel tired : yorgun hissetmek

get tired : yorulmak

look tired : yorgun görünmek

make sb tired : yorgun yapmak