Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Unnecessary ne demek?

Unnecessary ne demek? Unnecessary ne anlama gelir? Unnecessary İngilizce örnek cümle. Unnecessary eş anlamlıları.

    unnecessary (adj)

    gereksiz

    lüzumsuz, fuzuli, saçma

    Unnecessary (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, gereksiz olan şeyleri anlatmak için kullanılabilir.
    unnecessary (adj) : gereksiz
    redundant (adj) : işsiz, gereksiz
    needless (adj) : gereksiz
    avoidable (adj) : kaçınılabilir
    expendable (adj) : kolay harcanabilir


    Unnecessary (adj) Collocations

    completely unnecessary : tamamen gereksiz
    largely unnecessary : büyük ölçüde gereksiz
    quite unnecessary : oldukça gereksiz
    rather unnecessary : oldukça gereksiz
    somewhat unnecessary : biraz gereksiz
    36 Örnek daha
    totally unnecessary : tamamen gereksiz
    utterly unnecessary : tamamen gereksiz
    wholly unnecessary : tamamen gereksiz
    entirely unnecessary : tamamen gereksiz
    unnecessary alarm : gereksiz alarm/uyarı/telaş
    unnecessary anxiety : gereksiz kaygı
    unnecessary bloodshed : gereksiz kan dökme
    unnecessary bureaucracy : gereksiz bürokrasi
    unnecessary complexity : gereksiz karmaşıklık/karmaşa
    unnecessary complication : gereksiz komplikasyon/zorluk/yeni sorun
    unnecessary confusion : gereksiz karışıklık
    unnecessary death : gereksiz ölüm
    unnecessary delay : gereksiz gecikme
    unnecessary distraction : gereksiz oyalama
    unnecessary distress : gereksiz sıkıntı/üzüntü
    unnecessary duplication : gereksiz çoğaltma/tekrar
    unnecessary expenditure : gereksiz harcama/tüketim
    unnecessary expense : gereksiz masraf
    unnecessary hardship : gereksiz zorluk
    unnecessary intrusion : gereksiz izinsiz giriş/zorla girme
    unnecessary jargon : gereksiz jargon
    unnecessary luxury : gereksiz lüks
    unnecessary risk : gereksiz risk
    unnecessary suffering : gereksiz acı
    unnecessary violence : gereksiz şiddet
    unnecessary waste : gereksiz kayıp
    unnecessary worry : gereksiz endişe
    appear unnecessary : gereksiz görünmek
    become unnecessary : gereksiz hale gelmek/olmak
    consider sth unnecessary : bir şeyi gereksiz görmek, gereksiz olduğunu düşünmek
    deem sth unnecessary : bir şeyi gereksiz görmek
    make sth unnecessary : bir şeyi gereksiz kılmak
    prove unnecessary : gereksiz olduğunu kanıtlamak/göstermek
    regard sth as unnecessary : bir şeyi gereksiz olarak görmek
    render sth unnecessary : bir şeyi gereksiz kılmak
    seem unnecessary : gereksiz gibi görünmek
    Daha az gör