So + adjective/adverb (that)
Örnek: I'm so tired (that) I could sleep in this chair! = O kadar yorgunum ki bu sandalyede uyuyabilirim.
So + adjective + a/an + noun (that)
Örnek: That was so sad a film that I cried throughout the film. = O kadar üzücü bir filmdi ki film boyunca ağladım.
Such + (a/an) (adjective) + noun (that)
Örnek: I'd put on such a lot of weight that I couldn't get into my trousers. = O kadar çok kilo aldım ki pantolonuma sığamadım.
KAYNAK: RH+ / http://www.remzihoca.com/applications/cluebank
Eksiksiz Online YDS+YÖKDİL Hazırlık
YDS+YÖKDİL Hazırlık Grubuyla Hem YDS'ye Hem de YÖKDİL'e Eksiksiz Hazırlanın.
