Break into [Phrasal verb] İngilizce örnek cümle

Break Into sesli dinle

break into (pv)

zorla girmek, haneye tecavüz etmek, kapıyı kırarak girmek

A burglar broke into our house while we were away on vacation.

Tatildeyken evimize hırsız girdi.

Hackers break into computers without permission.

Bilgisayar korsanları izinsiz bilgisayarlara girer.

Thieves broke into the palace and stole the princess's diamonds.

Hırsızlar saraya girdi ve prensesin elmaslarını çaldı.

...ya boğulmak, ... basmak

Mrs. Brown broke into tears when I told her the news.

Bayan Brown ona haberi söylediğimde gözyaşlarına boğuldu.

Bu kelimeler, özellikle bir yerden hırsızlık yapmak anlamında kullanılabilir.

rob (v) : soymak (banka vs)
break into (pv) : hırsızlık amacıyla girmek, aniden yapmaya başlamak
loot (v) : yağmalamak
burgle (v) : soygun yapmak
burglarize (v) : ev soymak
hold up (pv) : geciktirmek, soymak
break in (pv) : hırsızlık amacıyla girmek, sözünü kesmek

break into applause : alkışlamaya başlamak

break into a car : arabaya (hırsızlık için) girmek

break into a conversation : söze karışmak

break into flat : daireye (hırsızlık için) girmek

break into gallop : dört nala koşmaya başlamak

break into grin : aniden sırıtmaya başlamak

break into market : markete (hırsızlık için) girmek | piyasaya çıkmak

break into run : aniden koşmaya başlamak

break into safe : kasaya girmek

break into song : aniden şarkı söylemeye başlamak

break into sprint : aniden koşmaya başlamak