Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Common ne demek?

Common ne demek? Common ne anlama gelir? Common İngilizce örnek cümle. Common eş anlamlıları.

    common (n)

    halka açık yer

    kamusal alan, umimi
    common (adj)

    yaygın

    sık görülen, olağan, bilinen, sıradan, alışılmış

    Common (adj) ingilizce örnek cümle

    Listening to music or reading are two of the most common hobbies.

    Müzik dinlemek veya kitap okumak en yaygın hobilerden ikisidir.

    Acne is very common in teenagers and young adults.

    Akne ergenlerde ve genç yetişkinlerde çok yaygındır.

    ortak

    müşterek, birlikte, paylaşılan

    Common (adj) ingilizce örnek cümle

    Does Europe have a common language?

    Avrupa'nın ortak bir dili var mı?

    Muscle soreness after exercise is a common complaint of many athletes.

    Egzersiz sonrası kas ağrısı birçok sporcunun ortak şikayetidir.

    Though they are twins, they don't have many interests in common.

    İkiz olmalarına rağmen, ortak çok ilgileri yok.

    Common (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, bir çok kişi tarafından yapılan anlamında kullanılabilir.
    common (adj) : yaygın, ortak
    public (adj) : kamu
    joint (adj) : ortaklaşa
    collective (adj) : ortak
    popular (adj) : popüler, halka hitap eden
    communal (adj) : ortaklaşa kullanılan, toplumsal
    cooperative (adj) : birlikte çalışmayı seven


    Common (adj) Collocations

    increasingly common : giderek yaygın olan
    rather common : oldukça/biraz sıradan/eğitimsiz
    slightly common : biraz sıradan/eğitimsiz
    extremely common : son derece yaygın
    fairly common : oldukça yaygın
    158 Örnek daha
    common abbreviation : yaygın kısaltma
    common ailment : önemsiz/sıradan rahatsızlık/hastalık
    common aim : ortak amaç
    common ancestor : ortak ata
    common ancestry : ortak soy
    common assault : yaygın saldırı
    common assent : ortak/genel kabul/görüş
    common assumption : yaygın varsayım
    common attribute : ortak özellik
    common belief : yaygın inanç
    common bird : yaygın kuş
    common bond : ortak bağ(his)
    common border : ortak sınır
    common boundary : ortak sınır
    common cause : yaygın neden
    common characteristic : ortak özellik
    common cold : soğuk algınlığı
    common complaint : yaygın şikayet
    common complication : yaygın komplikasyon
    common component : ortak bileşen
    common concern : yaygın/ortak endişe
    common consensus : genel görüş birliği/anlaşma
    common consent : ortak izin/rıza
    common core : ortak öz/temel
    common courtesy : basit/sıradan nezaket
    common criminal : sıradan suçlu
    common criticism : yaygın/ortak eleştiri
    common currency : ortak para (birimi)
    common decency : genel/insani ahlak/terbiye/edep
    common descent : ortak köken
    common dilemma : ortak/yaygın/bildik ikilem
    common disease : yaygın hastalık
    common disorder : yaygın hastalık
    common end : ortak amaç
    common enemy : ortak düşman
    common enterprise : ortak girişim/plan/proje
    common era : milattan sonra
    common error : yaygın hata
    common example : ortak/yaygın örnek
    common expectation : yaygın/genel beklenti
    common experience : ortak/yaygın deneyim
    common explanation : ortak/yaygın açıklama
    common expression : yaygın ifade/deyim
    common factor : ortak etmen
    common failing : ortak/insani zayıflık
    common fate : ortak kader
    common fault : ortak kusur
    common feature : ortak özellik
    common foe : ortak düşman
    common folk : sıradan/olağan halk
    common form : yaygın biçim/şekil
    common framework : ortak çerçeve
    common front : ortak cephe
    common frontier : ortak sınır
    common goal : ortak hedef
    common good : kamu yararı
    common grave : ortak mezar
    common ground : ortak görüş
    common herd : ortak topluluk
    common heritage : ortak miras
    common humanity : ortak insanlık
    common identity : ortak kimlik
    common illness : yaygın hastalık
    common ingredient : ortak bileşen/malzeme
    common interest : ortak ilgi/çıkar
    common kind : yaygın/sıradan tür
    common knowledge : bilinen gerçek/bilgi
    common land : ortak/umumi arazi
    common language : ortak dil
    common law : genel hukuk
    common link : ortak bağlantı
    common market : ortak pazar
    common method : ortak yöntem
    common mineral : bol/yaygın mineral
    common misconception : yaygın yanlış anlama/ kanı/fikir
    common mistake : ortak/genel hata/yanılgı
    common misunderstanding : yaygın yanlış anlama
    common morality : genel ahlak
    common mutation : yaygın mutasyon/değişim/değişiklik
    common myth : ortak/yaygın efsane
    common name : yerel/ortak isim
    common need : ortak ihtiyaç
    common notion : geleneksel/popüler/kabul görmüş fikir/kavram
    common noun : cins isim/adı
    common object : sıradan nesne
    common objection : ortak/yaygın itiraz
    common objective : ortak amaç
    common observation : yaygın fikir/söz
    common occurrence : günlük/yaygın olay
    common origin : ortak köken
    common ownership : ortak sahiplik
    common parasite : yaygın parazit
    common people : sıradan insanlar, halk
    common perception : yaygın/genel algı
    common pest : yaygın haşere/zararlı böcek
    common phenomenon : yaygın olgu/olay
    common phrase : yaygın ifade
    common pitfall : ortak/yaygın tuzak
    common politeness : yaygın/geleneksel nezaket
    common pollutant : yaygın kirletici (madde)
    common pool : ortak havuz
    common practice : yaygın/genel uygulama
    common problem : yaygın/ortak problem
    common procedure : ortak/standart yöntem
    common property : ortak mülkiyet, kamu malı
    common prostitute : ortak fahişe/ hayat kadını
    common purpose : ortak amaç
    common reaction : yaygın tepki
    common reason : yaygın sebep
    common refrain : yaygın/sıradan nakarat
    common remedy : olağan çözüm
    common room : ortak oda
    common root : sıradan/yaygın kök
    common run : yaygın yol/yöntem
    common salt : sofra / yemek tuzu
    common saying : yaygın özlü söz
    common scenario : yaygın senaryo/durum
    common sense : sağduyu
    common sentiment : ortak/genel/yaygın düşünce
    common set : genel dizin
    common side effect : ortak/yaygın yan etki
    common sight : yaygın görüntü/görünüm
    common slang : yaygın argo
    common soldier : rütbesiz asker
    common species : yaygın tür
    common standard : ortak standart
    common stereotype : yaygın klişe/basmakalıp inanış
    common stock : hisse senedi
    common surname : yaygın soyadı
    common symptom : yaygın belirti
    common tendency : yaygın/genel eğilim
    common term : ortak terim
    common terminology : ortak terminoloji
    common theme : yaygın konu
    common thief : sıradan/küçük çaplı soygun yapan hırsız
    common thread : ortak/benzer ilişki/nokta
    common tongue : ortak dil
    common trait : ortak özellik
    common truth : evrensel/temel gerçek
    common type : geleneksel/yaygın tip
    common understanding : ortak anlayış/bilgi
    common usage : yaygın kullanım
    common use : yaygın/ortak kullanım
    common value : ortak/genel değer
    common vision : ortak vizyon/görme yeteneği
    common vocabulary : ortak kelime haznesi
    common wisdom : genel kanı
    common yardstick : ortak ölçüt
    become common : sıradan olmak
    remain common : sıradan kalmak
    seem common : sıradan gibi görünmek
    sound common : sıradan/eğitimsiz gibi göstermek
    common approach : ortak yaklaşım
    common culture : ortak kültür
    common source : ortak kaynak
    relatively common : nispeten yaygın
    common school : devlet okulu
    common fallacy : yaygın yanılgı
    Daha az gör

    Common (adj) Preposition Kullanımları

    common in : ...da yaygın
    common among : ... arasında yaygın
    in common : ortak
    common to : …ya özgü