Fruit [Noun] İngilizce örnek cümle

Fruit sesli dinle

fruit (v)

meyvelenmek

fruit (n)

Tomatoes are the fruit of the tomato plant.

Domatesler domates bitkisinin meyvesidir.

They export a lot of fruit, such as oranges, grapefruits and lemons.

Portakal, greyfurt ve limon gibi pek çok meyve ihraç ederler.

netice

Bu kelimeler, sonuç anlamında kullanılabilir.

result (n) : sonuç
consequence (n) : sonuç
outcome (n) : sonuç
fruit (n) : meyve, sonuç
effect (n) : etki
conclusion (n) : sonuç

fruit may grow : meyve büyüyebilir

fruit may ripen : meyve olgunlaşabilir

bear fruit : meyve vermek

eat fruit : meyve yemek

have fruit : meyve vermek

pick fruit : meyve toplamak

prepare fruit : meyve hazırlamak

produce fruit : meyve vermek

yield fruit : meyve vermek

ripe fruit : olgun meyve

soft fruit : yumuşak meyve

wild fruit : yabani meyve

fresh fruit : taze meyve

stone fruit : çekirdekli meyve