Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Large ne demek?

Large ne demek? Large ne anlama gelir? Large İngilizce örnek cümle. Large eş anlamlıları.

    large (adj)

    büyük

    geniş, çok, iri

    Large (adj) ingilizce örnek cümle

    Syria is a large country in the Middle East.

    Suriye, Orta Doğu'da büyük bir ülkedir.

    Large (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, son derece büyük olan şeyleri anlatmak için kullanılabilir.
    big (adj) : büyük
    large (adj) : büyük
    great (adj) : büyük, mükemmel
    huge (adj) : kocaman
    massive (adj) : muazzam
    enormous (adj) : muazzam
    tremendous (adj) : devasa
    immense (adj) : muazzam
    vast (adj) : çok büyük
    giant (adj) : dev
    gigantic (adj) : devasa
    colossal (adj) : devasa
    monumental (adj) : devasa


    Large (adj) Collocations

    abnormally large : anormal derecede büyük
    comparatively large : nispeten büyük
    correspondingly large : buna uygun olarak büyük
    increasingly large : giderek daha büyük
    incredibly large : inanılmaz derecede büyük
    118 Örnek daha
    infinitely large : sonsuz büyük
    particularly large : özellikle büyük
    relatively large : nispeten büyük
    similarly large : aynı şekilde büyük
    sufficiently large : yeterince büyük
    surprisingly large : şaşırtıcı derecede büyük
    unusually large : alışılmadık derecede büyük
    especially large : özellikle büyük/geniş
    exceedingly large : son derece büyük
    exceptionally large : müthiş derecede büyük
    extremely large : son derece büyük/geniş
    fairly large : oldukça büyük
    large enough : yeterince geniş, büyük
    disproportionately large : orantısız bir şekilde büyük
    large advance : büyük avans
    large amount : büyük miktar
    large apartment : büyük apartman
    large area : geniş alan
    large attendance : büyük katılım
    large audience : geniş kitle
    large backlog : büyük birikmiş iş
    large bank : büyük banka
    large beak : büyük gaga
    large body : büyük beden/kütle
    large bowel : kalın bağırsak
    large breakfast : harika, büyük kahvaltı
    large breast : büyük meme
    large capacity : geniş kapasite
    large catch : büyük av
    large chain : büyük zincir
    large chunk : büyük parça
    large city : büyük şehir
    large claim : büyük talep
    large claw : büyük pençe
    large collection : büyük koleksiyon
    large colony : büyük koloni
    large community : büyük topluluk
    large company : büyük şirket
    large complex : büyük kompleks
    large corporation : büyük şirket
    large cross section : büyük kesit
    large debt : büyük borç
    large decrease : büyük düşüş/azalma
    large deficit : büyük açık
    large degree : büyük derece
    large difference : büyük fark
    large dimension : büyük boyut
    large discrepancy : büyük tutarsızlık
    large ear : büyük kulak
    large earthquake : büyük deprem
    large empire : büyük imparatorluk
    large employer : büyük işveren
    large excess : büyük fazlalık
    large explosion : büyük patlama
    large fireplace : büyük şömine
    large firm : büyük firma
    large fraction : büyük kesir
    large galaxy : büyük galaksi
    large gathering : büyük toplantı
    large ground : geniş etraf / çevre /saha
    large group : büyük grup
    large income : büyük gelir
    large intestine : kalın bağırsak
    large library : büyük kütüphane
    large majority : büyük çoğunluk
    large male : büyük erkek
    large manufacturer : büyük üretici
    large minority : büyük azınlık
    large number : büyük sayı, önemli oran
    large order : yüklü sipariş
    large part : büyük bölüm
    large percentage : büyük yüzde
    large piece : büyük parça
    large population : büyük nüfus
    large portion : büyük bölüm
    large profit : büyük kar
    large proportion : büyük bölümü
    large quantities : büyük miktarlar
    large range : çok çeşitli
    large representation : büyük temsil
    large reserve : büyük rezerv
    large reward : büyük ödül
    large role : büyük rol
    large sample : büyük örnek
    large scale : büyük ölçek
    large section : büyük bölüm
    large size : büyük boy
    large source : büyük kaynak
    large space : geniş alan
    large stomach : büyük karın / mide
    large store : büyük mağaza
    large stretch : büyük streç
    large supply : geniş kaynak
    large surplus : büyük fazlalık
    large theatre : büyük tiyatro
    large tip : yüksek bahşiş
    large turnover : büyük iş hacmi
    large variety : çok çeşitli
    large volume : büyük hacim
    become large : genişlemek
    grow large : genişlemek, irileşmek
    a large number of : çok sayıda ...
    a large amount of : çok miktarda ...
    a large quantity of : çok miktarda ...
    largest rival : en büyük rakip
    a large variety of : çok çeşitli ...
    a large portion of : ...nın büyük bir kısmı
    in large quantities : büyük miktarlarda
    large amounts of : büyük miktarlarda ...
    large numbers of : çok sayıda ...
    larger version : daha büyük versiyon
    larger trend : daha büyük eğilim
    larger public : daha geniş halk
    larger context : daha geniş bağlam
    larger premises : daha büyük tesisler
    larger society : daha büyük toplum
    larger issue : daha büyük sorun
    a large array of : çok çeşitli ...
    Daha az gör

    Large (adj) Preposition Kullanımları

    at large : genel olarak / kaçak

    Large ile Bağlantılı Kelimeler