Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Well ne demek?

Well ne demek? Well ne anlama gelir? Well İngilizce örnek cümle. Well eş anlamlıları.

    well (v)

    fışkırmak (sıvı bir yerden)

    Well (adj) Collocations

    blood may well : kan fışkırabilir
    eye may well : göz dolabilir
    tear may well : gözyaşı dolabilir
    well (n)

    kuyu

    Well (adj) Collocations

    deep well : derin kuyu
    artesian well : artezyen kuyusu
    oil well : petrol kuyusu
    well (excl)

    şeeyy

    hmm, valla, diyordum ki, pekala

    Well (excl) ingilizce örnek cümle

    Well, it doesn't look so difficult to me.

    Valla, benim için çok zor görünmüyor.

    well (adv)

    iyi bir şekilde

    iyice, güzelce, adam akıllı

    Well (adv) ingilizce örnek cümle

    Did you sleep well last night?

    Dün gece iyi uyudun mu?

    Well (adj) Collocations

    well ablaze : alevler içinde, alev alev
    well accustomed : iyi alışmış, alışkın
    well acquainted : iyi bilinen
    well advanced : epey gelişmiş
    well armed : silahlı
    63 Örnek daha
    well aware : gayet farkında
    well balanced : iyi dengelenmiş
    well capable : iyi yetenekli
    well covered : iyi kaplanmış
    well developed : iyi gelişmiş
    well disposed : iyi düzenlenmiş
    well educated : bilgili, okumuş
    well organized : iyi organize edilmiş
    well paid : iyi maaşlı
    well pleased : bayağı memnun
    well qualified : son derece kaliteli
    well satisfied : bayağı memnun
    well sheltered : iyi bir şekilde korunaklı
    well suited : tam tamına uyan
    well trained : iyi eğitilmiş
    well worth : epey değer
    well worthy : bayağı uygun
    adapt well : iyi uyum sağlamak
    behave well : iyi davranmak
    clean well : iyice temizlemek
    combine well : iyi birleştirmek
    communicate well : iyi iletişim kurmak
    compare well : iyi karşılaştırmak
    conceive well : iyi tasarlamak
    correspond well : iyi uyuşuyor
    define well : iyi tanımlamak
    deserve well : tamamen hak etmek
    distribute well : iyi dağıtmak
    drain well : tamamen su çekmek
    eat well : iyi yemek yemek
    end well : iyi sonlanmak
    function well : iyi işlev görmek
    go well : iyi gitmek
    ground well : iyi/ dikkatlice temellendirmek/ zeminlemek
    grow well : iyi büyümek
    hear well : iyi duymak
    interact well : iyi etkileşim
    know well : iyi bilmek
    maintain well : iyi korumak
    perform well : iyi performans sergilemek
    plan well : iyi bir şekilde planlamak
    play well : iyi oynamak
    react well : iyi tepki vermek
    regard well : iyi görmek/düşünmek
    represent well : iyi temsil etmek
    research well : iyi/dikkatlice araştırmak
    respond well : iyi cevap vermek
    reward well : iyi ödüllendirmek
    serve well : iyi hizmet etmek/çalışmak
    speak well : iyi konuşmak
    succeed well : iyi bir şekilde başarılı olmak
    suit well : tam tamına uymak
    supply well : bolca kaynak sağlamak
    translate well : iyi tercüme etmek
    treat well : iyi davranmak
    understand well : iyi(ce) anlamak
    work well : iyi bir şekilde işlemek, işe yaramak
    well designed : iyi tasarlanmış
    well documented : detaylı olarak hazırlanmış
    well established : iyi yapılandırılmış
    well received : iyi karşılanmış
    well above : ...nın çok üstünde
    jolly well : kesinlikle, fazlasıyla
    Daha az gör
    well (adj)

    sağlıklı

    hasta olmayan, sağlığı yerinde, iyi

    Well (adj) ingilizce örnek cümle

    Jerome didn't feel very well, but he went to work anyway.

    Jerome çok iyi hissetmiyordu, ama yine de işe gitti.

    Well (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler; sağlığı yerinde, hasta değil anlamında kullanılabilir.
    healthy (adj) : sağlıklı
    well (adj) : sağlıklı
    fine (adj) : iyi, ince
    great (adj) : büyük, mükemmel
    good (adj) : iyi
    fit (adj) : zinde, uygun, çekici


    Well (adj) Collocations

    get well : iyileşmek