Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Belief ne demek?

Belief ne demek? Belief ne anlama gelir? Belief İngilizce örnek cümle. Belief eş anlamlıları.

    belief (n)

    inanç

    inanma, düşünce, kanı

    Belief (n) ingilizce örnek cümle

    He stated his belief that God created us.

    Tanrı'nın bizi yarattığı inancını belirtti.

    Contrary to popular belief, more crimes occur in broad daylight than at night.

    Yaygın inanışın aksine, gündüz vakti gece olduğundan daha fazla suç meydana geliyor.

    Belief (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler; birisi veya bir şey hakkındaki fikir, görüş, inanç anlamında kullanılabilir.
    opinion (n) : fikir
    belief (n) : inanç
    view (n) : manzara, görüş
    feeling (n) : duygu, his, görüş
    idea (n) : fikir
    notion (n) : kavram
    conviction (n) : sabıka, inanç
    sentiment (n) : düşünce, duygu
    viewpoint (n) : bakış açısı
    point of view (n) : bakış açısı, görüş


    Belief (n) Collocations

    belief may persist : inanç devam edebilir
    abandon belief : inancı terk etmek
    affirm belief : inancı onaylamak
    assent belief : inancı kabul etmek
    assert belief : inancı kabul etmek
    97 Örnek daha
    beggar belief : inancı mahvetmek
    challenge belief : inancı zayıflatmak/sorgulamak
    cherish belief : beslemek
    confirm belief : inancı doğrulamak
    contradict belief : inancı çelişmek
    declare belief : inancını duyurmak/ilan etmek
    defy belief : inancı yok saymak, inanılmaz olmak
    emphasize belief : inancı vurgulamak
    encourage belief : inancı desteklemek/teşvik etmek
    espouse belief : inanca sahip olmak
    express belief : inancı ifade etmek
    follow belief : inancı takip etmek
    foster belief : inancı güçlendirmek/geliştirmek
    fuel belief : inancı körüklemek/arttırmak
    have belief : inancı olmak/inanmak
    hold belief : inanca bağlanmak/sahip olmak
    impose belief : inanç(cı) dayatmak /zorla kabul ettirmek
    justify belief : inancı haklı göstermek / çıkarmak
    lose belief : inancını kaybetmek
    question belief : inancı sorgulamak
    reaffirm belief : inancı tekrar doğrulamak
    reconcile belief : görüşle/inançla uzlaş(tır)mak
    reinforce belief : inancı güçlendirmek
    renounce belief : inançtan vazgeçmek
    respect belief : inanca/görüşe saygı duymak
    shake belief : inancı sallamak/sarsmak
    share belief : inancı/görüşü paylaşmak
    shatter belief : inancı kırılmak/paramparça olmak
    state belief : inancı ifade etmek
    strengthen belief : inancını güçlendirmek
    stress belief : inancı vurgulamak
    support belief : inancı desteklemek/doğrulamak
    undermine belief : inancı zayıflatmak
    validate belief : inancı geçerli kılmak
    weaken belief : inancı zayıfla(t)mak
    absolute belief : mutlak/tam inanç
    ancient belief : eski inanış
    catholic belief : Katolik inancı
    central belief : ana/temel inanç
    Christian belief : Hristiyan inancı
    common belief : yaygın inanç
    conflicting belief : çelişkili inanç
    contradictory belief : çelişkili inanç
    cultural belief : kültürel inanç
    deep-seated belief : yerleşmiş inanç
    growing belief : büyüyen/genişleyen inanç
    instinctive belief : içgüdüsel inanç
    irrational belief : mantıksız inanç
    long-standing belief : uzun süredir devam eden inanç
    misguided belief : yanlış yönlendirilmiş inanç
    mistaken belief : hatalı/yanlış inanış
    moral belief : ahlaki inanç
    mutual belief : karşılıklı/ortak inanç/düşünce
    naive belief : naif/saf inanç
    orthodox belief : ortodoks inancı
    pagan belief : putperest inancı
    paranormal belief : alışılmamış inanç
    passionate belief : tutkulu/hırslı inanç
    personal belief : kişisel inanç
    philosophical belief : felsefi inanç
    political belief : siyasi inanç
    popular belief : yaygın inanış
    private belief : kişisel inanç/görüş
    profound belief : büyük/derin inanç
    rational belief : gerçeklere dayanan/rasyonel/mantıklı inanç
    reasonable belief : makul/mantıklı inanç
    religious belief : dini inanç
    shared belief : paylaşılan/ortak inanç
    sincere belief : samimi inanç
    spiritual belief : manevi/ruhsal inanç
    strange belief : tuhaf inanç/düşünce
    strong belief : güçlü inanç
    supernatural belief : doğaüstü inanç
    superstitious belief : batıl inanç
    theological belief : (tanrıbilimsel) teolojik inanç
    traditional belief : geleneksel inanç
    widespread belief : yaygın inanç
    firm belief : değişmeyen/sağlam inanç
    folk belief : halk inancı
    fervent belief : ateşli/hevesli inanç/kanaat
    general belief : genel inanç
    genuine belief : gerçek inanç
    erroneous belief : yalan yanlış/yanlış yönlendirilmiş inanç
    fundamental belief : temel inanç
    basic belief : temel inanç
    widely held belief : yaygın olarak kabul gören inanç
    long-held belief : uzun süreli inanç
    strongly held belief : çok / kuvvetle tutulan inanç
    commonly held belief : ortak kabul görmüş inanç
    deeply held belief : derinden bağlanılan inanç
    unshakable belief : sarsılmaz inanç
    core belief : esas/temel inanç
    unwavering belief : sarsılmaz/tereddütsüz inanç
    give up belief : inançtan vazgeçmek
    adhere to belief : inanca bağlı kalmak
    cling to belief : inanca sarılmak
    hold on to belief : inanca tutunmak
    Daha az gör

    Belief (n) Preposition Kullanımları

    beyond belief : inanılmaz
    in the belief that : ... inancıyla
    belief in : …ya inanç
    belief about : ... hakkında inanç
    belief among : ...arasında inanç